
Beynimiz, anne karnında gelişirken milyarlarca nöron üretir ve bu üretim çocuklukta bir miktar daha devam eder. 20. yüzyıl boyunca bilim insanları, yetişkinliğe ulaşan bireylerin artık yeni beyin hücresi üretemeyeceğine inanıyordu. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, bu görüşü ciddi şekilde sorgulamaya başladı.
Peki, gerçekten yetişkin bireylerde yeni nöronlar oluşabilir mi? Bazı bilim insanları, bunun mümkün olduğuna dair güçlü kanıtlar olduğunu savunurken, bazıları hâlâ şüpheyle yaklaşıyor.
Yeni Beyin Hücresi Oluşumu: Nörogenez Nedir?
Yeni nöron üretimine bilimsel olarak “nörogenez” adı veriliyor. Bu süreç ilk olarak, doğum sonrası farklı yaşlardaki fareler, sıçanlar ve ötücü kuşlar gibi hayvanlarda gözlemlendi. Araştırmalar, yetişkin farelerin beyninde koku alma ile ilişkili “subventriküler bölge” ile öğrenme ve hafıza merkezi olan “hipokampus” bölgelerinde yeni nöronların oluştuğunu ortaya koydu.
Araştırmacılara göre nörogenez, beynin zaman içinde kendini uyarlayabilme yetisi olan plastisite açısından büyük önem taşıyor. Plastisite, öğrenme ve hafıza gibi zihinsel işlevlerin temelini oluşturuyor.
Fareler üzerinde yapılan çalışmalar, çevresel uyarıcıların ve egzersizin yeni nöron oluşumunu desteklediğini, Alzheimer gibi hastalıkların ise bu süreci engellediğini gösteriyor. Ancak bu sonuçların insanlara ne ölçüde uygulanabileceği henüz kesinleşmiş değil.
İnsanlarda Nörogenez Gerçekleşiyor mu?
Pennsylvania Üniversitesi’nden sinirbilim profesörü Hongjun Song, “Yetişkinlikte nörogenezle ilgili bilgimizin çoğu hayvan deneylerinden geliyor. Bu bilgileri doğrudan insanlara uyarlamak oldukça zor.” diyerek bu konudaki temel bilimsel zorluğa dikkat çekiyor.
Hayvanlarda kullanılan yöntemler –örneğin radyoaktif izleyicilerle beyin hücresi takibi yapmak– insanlar için uygulanamaz çünkü bu maddeler sağlıklı bireyler için toksik olabilir ve genellikle ölüm sonrası analiz gerektirir. Bu da, yaşayan insan beyninde nörogenezi doğrudan gözlemlemeyi imkânsız kılıyor.
Ancak bazı özel durumlar, insanlarda da benzer yöntemlerin uygulanmasını mümkün kılıyor. 1998 yılında Nature Medicine dergisinde yayımlanan bir araştırmada, beyin kanseri hastalarına tümör takibi amacıyla verilen radyoaktif izleyicilerin, aynı zamanda hipokampusta yeni nöronları da işaretlediği gözlemlendi. Bu bulgu, 57 ila 72 yaşındaki hastaların bile yeni nöronlar üretebildiğini düşündürdü.
2013 yılında Cell dergisinde yayımlanan bir diğer çalışmada ise, radyokarbon tarihleme yöntemiyle nöronların yaşı belirlendi. Bu yöntem, 1950’ler ve 60’larda yapılan nükleer denemelerin atmosferde yarattığı karbon-14 artışından yararlanarak, hücrelerin hangi dönemde oluştuğunu tespit etmeyi amaçladı. Sonuç: 19 ila 92 yaş aralığındaki bireylerin beyin dokularında yeni nöronlara rastlandı.
Yine de bu çalışmaların karmaşık ve zorlayıcı yöntemleri nedeniyle benzer sonuçlar başka ekiplerce tekrar edilemedi. Bu nedenle, sonuçlar her zaman bilim dünyasında oybirliğiyle kabul edilmiyor.
Tartışmalar Sürüyor
Nörogenezle ilgili dolaylı kanıtlar da mevcut. Örneğin yalnızca yeni oluşan nöronlarda bulunan bazı proteinlerin varlığı, yetişkin beyin dokularında gözlemlenebiliyor. Dresden’deki Rejeneratif Tedaviler Merkezi’nden Gerd Kempermann ve ekibi, bu tür proteinlerin varlığının nörogeneze işaret ettiğini söylüyor.
Ancak herkes bu görüşü paylaşmıyor. Kaliforniya Üniversitesi’nden Arturo Alvarez-Buylla, yeni nöronların sadece çocukluk ve ergenlik dönemlerinde oluştuğunu savunuyor. Ona göre, bazı araştırmalarda kullanılan biyokimyasal belirteçler, nöronlar dışında glia hücrelerinde de bulunabiliyor. Bu da, nörogenez varmış gibi yanlış sonuçlara yol açabilir.
Radyokarbon tarihleme için de “yaratıcı ama tartışmalı” yorumunu yapan Alvarez-Buylla, bu hücrelerin gerçekten nöron olup olmadığının net bir şekilde ortaya konamadığını belirtiyor. “Eğer yetişkinlikte nörogenez oluyorsa bile, bu oldukça nadir bir durumdur,” diyor.
Bilimin Kapıları Açık
Kempermann ise daha iyimser. Pozitif araştırmaların sayıca ve nitelik olarak eleştirel çalışmaları geride bıraktığını söylüyor. Ona göre, yetişkin beyinlerinde de nöron üretimi mümkündür.
Uzmanlar, bu sorunun nörobilim açısından büyük bir öneme sahip olduğu konusunda hemfikir. Eğer yetişkinlikte yeni nöronlar üretilebiliyorsa, bu durum beyin travmaları ve nörodejeneratif hastalıklar için devrim niteliğinde tedavilerin önünü açabilir.
“Bu sürecin mümkün olması, beyin onarımı açısından muazzam bir kapı aralıyor,” diyor Alvarez-Buylla. “Umarım zihinsel plastisitemizi açık tutar ve yeni olasılıklara hazır oluruz.”