Kötü Uyku Kalitesi, Alzheimer’ın Erken Belirtisi Olabilir

Yeni bir araştırmaya göre, kötü uyku kalitesi, Alzheimer hastalığına karşı savunmasız bir beyin bölgesinin hacminin küçülmesiyle ilişkilendirildi.

Yale Tıp Fakültesi’nden (YSM) araştırmacılar, bireylerin uyku düzenlerinin, Alzheimer hastalığının erken evrelerinde nörodejenerasyona uğrayan beyin bölgeleriyle bağlantılı olup olmadığını inceledi. Çalışmada, yavaş dalga uykusu (slow-wave sleep) ve hızlı göz hareketi uykusunda (REM) geçirilen sürenin azalmasının, yıllar sonra inferior parietal bölge hacminin küçülmesiyle ilişkili olduğu bulundu. Bu bölge, duyusal bilgilerin bütünleştirilmesinde önemli rol oynuyor.

Bu bulgu, doktorların risk altındaki hastaları daha erken tespit edip hastalık başlamadan önce müdahale etmesine yardımcı olabilir.

“Toplumumuz yaşlanıyor ve giderek daha fazla insan Alzheimer hastalığı ile yaşıyor,” diyor çalışmanın baş yazarı ve Brienne Miner’ın laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Gawon Cho.

“Sonuçlarımız, bir kişinin gece boyunca sergilediği uyku mimarisinin, Alzheimer hastalığına bağlı beyin küçülmesi riski taşıyan bireyleri belirlemek için potansiyel bir biyobelirteç olarak kullanılabileceğini gösteriyor.”

Epidemiyolojik araştırmalar, anormal uyku kalitesi ve süresinin Alzheimer riskini artırdığını daha önce ortaya koymuştu. Ayrıca, uyku bozukluklarının hastalığın temel patolojik işaretleri olan amiloid-beta ve tau proteinlerinin birikimiyle ilişkili olduğu biliniyor. Cho, uyku eksikliği ile Alzheimer hastalığı arasındaki biyolojik bağlantıları anlamaya çalışıyor.

Uyku Yapısı Beyin Sağlığına Işık Tutuyor

Uyku, çeşitli evrelere ayrılıyor. Uyku mimarisi, bir kişinin gece boyunca bu evreler arasında nasıl ilerlediğini tanımlar. Non-REM uyku, toplam uykunun %75 ila %80’ini oluşturur ve N1, N2 ve en derin evre olan N3 (yavaş dalga uykusu) olarak üçe ayrılır. REM uykusu ise çoğunlukla rüyaların görüldüğü ve hafıza, duygusal işleme gibi süreçler için kritik öneme sahip evredir.

Çalışmada, Cho’nun ekibi, Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) tarafından desteklenen Atherosclerosis Risk in Communities (ARIC) Çalışması’ndan elde edilen verileri analiz etti. Araştırmada, 270 katılımcının uyku düzenlerini ölçen polisomnografi kayıtları ve 13 ila 17 yıl sonra çekilmiş yüksek çözünürlüklü beyin görüntüleri incelendi. Katılımcıların ortalama yaşı 61 idi.

Çalışmanın en dikkat çekici bulgusu, yavaş dalga ve REM uykusunda daha az zaman geçiren bireylerin, yıllar sonra inferior parietal bölge hacimlerinde küçülme görülmesiydi. Cho, bu bölgenin görsel-uzamsal bilgiyi işlediğini ve bu yetinin Alzheimer’ın erken belirtilerinden biri olduğunu belirtiyor:

“Bu beyin bölgesi, çeşitli duyusal bilgileri sentezler. Alzheimer’ın erken evrelerindeki bireylere bir saat çizme testi yaptırıldığında ya da bir küp çizmeleri istendiğinde, bu görevleri yapmakta zorlandıklarını görebilirsiniz.”

Şu anda Alzheimer hastalığının kesin bir tedavisi bulunmuyor. Ancak bu araştırma, gece uykusunun yapısal özelliklerinin, hastalığın erken tespiti için bir tarama yöntemi olarak kullanılabileceğini öne sürüyor.

Araştırma ayrıca Cho’yu, beyin atıklarının temizlenmesini sağlayan ve özellikle yavaş dalga uykusunda aktif olan glifatik sistemi incelemeye yönlendirdi:

“Şimdi glifatik sistem üzerinde çalışıyorum. Belki de burada müdahale edilebilecek yeni hedefler keşfedebiliriz,” diyor.

Araştırmanın sonuçları, Journal of Clinical Sleep Medicine dergisinde yayımlandı.

Bu çalışma, ABD Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü tarafından desteklenen veriler kullanılarak Yale Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirildi.

İlgili Haberler

Yeni Nesil Beton: Kendi Kendini Onaran Malzeme Hayat Kurtarabilir

Araştırmacılar, betonun kendi çatlaklarını onarmasını sağlayan yenilikçi bir yöntem geliştirdi. Bu gelişme, yapısal hasarların önüne geçerek hem maliyetleri düşürebilir hem de hayat kurtarabilir. Betonun, insan derisinin iyileşmesi gibi kendi kendini…

Tehlikeli Bir E. coli Suşu Ortaya Çıktı: Küçük Bir Mutasyon Yükselişini Açıklayabilir

2017’den bu yana, ABD genelinde yaygınlaşan özellikle tehlikeli bir E. coli O157:H7 suşu birçok salgına, ciddi hastalıklara ve ölümlere yol açtı. Diğer suşlar gibi kontamine olmuş yapraklı yeşillikler ve dana…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir