
Çin, geleceğin enerji teknolojileri arasında gösterilen sıvı tuz toryum reaktörlerinde (MSR) önemli bir adım attı. TMSR-LF1 isimli deneysel reaktör, canlı (çalışma hâlindeki) yakıt doldurma işlemini başarıyla gerçekleştirdi. Bu gelişme, hem dördüncü nesil reaktörler hem de toryum tabanlı enerji üretimi açısından çığır açıcı nitelikte.
Günümüzde çoğu nükleer reaktör, doğrudan fisil (bölünebilir) özellikte olan uranyum-235 izotopunu yakıt olarak kullanıyor. Ancak U-235 oldukça sınırlı miktarda bulunuyor. Buna karşılık, daha bol bulunan uranyum-238 ve toryum-232 gibi “verimli” izotoplar, nükleer yakıt üretimi açısından oldukça cazip. Bu iki izotopu kullanarak yeni fisil yakıt üretmek (örneğin Th-232’yi U-233’e dönüştürmek) uzun vadede sürdürülebilir nükleer enerji için kritik öneme sahip.
Dünya genelinde toryum reaktörleri üzerine ciddi çalışmalar yürüten iki ülke var: Hindistan ve Çin. Çin, özellikle TMSR-LF1 ile sıvı yakıtlı sıvı tuz reaktörü (Molten Salt Reactor – MSR) konseptini hayata geçirerek dikkatleri üzerine çekti. Bu tip reaktörlerin en büyük avantajlarından biri, çalışırken hem yakıtın yenilenebilmesi hem de oluşan atıkların filtrelenebilmesi.
TMSR-LF1’in temelleri aslında 1960’larda ABD’deki araştırmalara dayanıyor. Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda yapılan MSRE testleri, finansman eksikliği nedeniyle devam ettirilmemişti. Uzun yıllar rafa kaldırılan bu teknoloji, 2018’de Çin’in 2 megavatlık TMSR-LF1 reaktörünün inşasına başlamasıyla yeniden gündeme geldi. Reaktör, 2023 yılında ilk kritik seviyeye ulaştı ve şimdi canlı yakıt takviyesi de başarıyla gerçekleştirildi.
Geçtiğimiz yıl toryumdan uranyum türetme süreci de başarıyla test edilmişti. Şimdi sırada 10 MW gücünde daha büyük bir reaktör prototipi var. TMSR teknolojisinin bir diğer önemli avantajı ise soğutma suyu gerektirmemesi. Bu özelliğiyle kurak bölgelerde kullanım için son derece uygun.
Çin, bu teknolojiye dayalı nükleer güçle çalışan konteyner gemileri üzerinde de çalışmalar yürütüyor. Yerkabuğunda bolca bulunan toryum sayesinde, bu tarz düşük bakım gerektiren reaktörlerin, gelecekte modern toplumun büyük bölümüne enerji sağlaması hedefleniyor. Ayrıca Çin, HTR-PM tasarımıyla yüksek sıcaklıklı “pebble-bed” reaktörleri de başarıyla devreye almış durumda.
Öte yandan, nükleer reaktörler genel olarak daha kompakt hâle gelirken, bu tarz yenilikçi sistemler hem verimliliği artırıyor hem de enerji üretiminde esneklik sağlıyor.