
Geçmişte NASA’nın “daha hızlı, daha iyi, daha ucuz” mottosu alay konusu olurken, bugün bu vizyon hem NASA hem de ABD’nin diğer uzay kurumları tarafından başarıyla uygulanıyor. ABD Uzay Kuvvetleri ve Ulusal Keşif Ofisi (NRO), son yıllarda ticari uzay şirketleriyle yaptıkları iş birliklerinden büyük kazanımlar sağlıyor.
Özellikle SpaceX gibi şirketlerle yürütülen projeler sayesinde hem maliyetler düşürülüyor hem de sistemlerin geliştirilme süresi kısalıyor. Yetkililere göre bu yeni yaklaşım, uzay sistemlerinde kamu-özel sektör iş birliğinin geldiği noktayı net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ticari Uydu Platformları ile Askeri Görevler
NRO Direktörü Chris Scolese, artık pek çok askeri ve istihbarat misyonunun ticari şirketlerden alınan hizmetlerle gerçekleştirildiğini belirtiyor. Bu hizmetler; uydu fırlatma, iletişim ve görüntüleme gibi alanları kapsıyor. Üstelik bu hizmetlerin çoğu, halihazırda mevcut olan uydu ve roket sistemleriyle sağlanıyor.
ABD Uzay Kuvvetleri ve NRO, bazı özel görevlerde ise yalnızca devlete hizmet edecek uydu filolarını inşa ettiriyor. Ancak bu süreçte artık geleneksel, kuralcı yaklaşım yerine daha esnek ve sonuç odaklı bir yöntem benimseniyor.
ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nde yapılan oturumda açıklamalarda bulunan yetkililer, bu stratejinin meyvelerini verdiğini dile getirdi. Örneğin SpaceX’in Starlink ağında kullanılan uydu platformları, artık askeri görevler için de uygun hale geldi. Bu sayede yeni bir uydu tasarımı geliştirmeye gerek kalmadan, mevcut sistemler üzerinden operasyonlar yürütülebiliyor.
Gözetleme Uydularında Yeni Dönem: GSSAP
ABD Uzay Kuvvetleri’nin “Geostationary Space Situational Awareness Program” (GSSAP) kapsamında uzayda başka uyduları gözlemleyen sistemleri bulunuyor. Bu uydular genellikle Northrop Grumman gibi geleneksel savunma sanayi devleri tarafından üretiliyordu. Ancak son projede, daha açık ve ticari temelli bir satın alma modeli benimsenerek farklı firmalara kapı açıldı.
Bu yeni yaklaşım, yalnızca maliyetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda geliştirme süresini de önemli ölçüde kısaltıyor. Programın gizli bölümleri yumuşatılarak daha fazla üreticinin dahil olmasına olanak tanındı. Uzmanlara göre, bu model sayesinde hem maliyetler yarıya indirilecek hem de sistem daha kısa sürede kullanıma sunulacak.
GPS Uydularında 250 Milyondan 50 Milyon Dolara Düşüş
Bir diğer örnek ise GPS sisteminde yaşandı. Mevcut GPS uydularının her biri yaklaşık 250 milyon dolara mal olurken, yeni geliştirilen “Dayanıklı GPS (R-GPS)” programı sayesinde bu maliyetin 50 ila 80 milyon dolar seviyelerine çekilmesi hedefleniyor. Daha küçük ve hızlı üretilen bu uydular, ticari üretim hatlarından elde edilen bileşenlerle donatılıyor.
Geçtiğimiz yıl bu proje için Astranis, Axient, L3Harris ve Sierra Space gibi firmalarla anlaşmalar yapıldı. Bu şirketlerden biri veya birkaçı ile toplam sekiz adet R-GPS uydusunun üretimi için 2028’e kadar fırlatma planları oluşturulmuş durumda.
Sırada Sinyal İstihbaratı Uyduları Var
NRO Direktörü Scolese’ye göre, bu başarılar yalnızca görüntüleme sistemleriyle sınırlı kalmayacak. Yakın gelecekte sinyal istihbaratı (SIGINT) görevleri için de ticari uyduların kullanılması planlanıyor. Scolese, “Sadece ticari görüntüler değil, aynı zamanda radyo frekansı izleme (RF) ve diğer yeni teknolojileri de değerlendirmeye başladık,” dedi.